5-6 yaşımdan 25 yaşıma kadar ailemden öldüresiye nefret ederek yaşadım,
6 yaşımdayken akşam yemeğinde babam zorla bira içtirir, zorla beyin dil böbrek gibi sevmediğim yemekleri yedirirdi, yemeden de masadan kalkmama müsade etmezdi, 7 saat masa da ağlaya ağlaya oturduğum günler oldu.
Sadece ilkokul 1.sınıfa kaydımı ailem yaptı, 2.sınıftan itibaren hep kendi başıma okullarda mücadele verdim, veli toplantısına 1 defa annem gelmişti lise 2'de.
İlkokul 3.sınıfı bitirdikten sonra babama nur indi sanki, her akşam içen adam cemaatlerin arasına karışmaya başladı ilim irfan sahibi oldu. O dönemlerde süleymancılar için yurt bağışlamıştı, sırf ailemle birlikte yaşamamak için 2 yıl onlarla kaldım onlarla eğitim gördüm.
5.Sınıf bittikten sonra yaz tatili için Türkiye'ye gelmiştik, dikkatimi Harry Potter şatosu gibi olan bir yatılı okul çekti(Fetocular), gittik gezdik gördük beğendim. Orta hazırlıktan başlayarak Lise son'a kadar ailemden ayrı ve başka ülke'de(TR'de) tek başıma yaşadım. Zaman zaman diğer çocukları kıskanıyordum, her haftasonu ziyarete gelen aileleri, önemli sınavlarda arabalarıyla çocuklarını o okullara götüren aileler, Ramazan'da iftar vakti yemeğe davet eden aileler ve çocuklarıyla olan ilişkileri vs.vs.
Bir yandan hoşuma gidiyor ve aşırı duygusallaşıyordum, bir yandan da hem yaradana hem kendime hem aileme isyanlar ediyordum, benim neden onlarınki gibi bir hayatım yok diye, geceleri 6 kişilik odamızda arkadaşlarım uyurkene ben sessiz sessiz göz yaşı döküyordum. Karne aldığım zamanlar, kötü notum var diye tek korkmayan bendim, çünkü karneme bakacak kimsem yoktu. Diğer arkadaşlarım tatil için gün sayarkene okul tatil olduğundan dolayı tek üzülen bendim, bir an önce tatil bitsinde okul tekrar başlasın diye iple çekiyordum çünkü tek sevdiğim arkadaşlarım vardı hayatımda. Orası benim yeni evim ve ailem olmuştu her ne kadar kimse farkına varmasa da.
Lise 2'de tesadüf eseri hoca(erkek) ile sınıfımdan bir arkadaşımı(erkek) cinsel ilişki içerisindeykene gördüm. 2 ay kadar hem yurt müdürü hem okul müdürü tarafından ders esnasında çağırılarak tehdit edildim. Kimseye söyleme anlatma, okul hayatın biter, atılırsın, şu olur bu olur vs.vs.
Lise 2 sonu yaz tatilinde ailem TR'ye geldiğinde herşeyi anlattım, inanmadılar. Nasıl böyle birşey mümkün olabilirdi ki aileme göre, namaz kılıyorlardı, Allah'ı Din'i Kitabı öğretiyorlardı oradaki öğrencilere. Okuldan kaytarmak için uydurduğumu düşündüler ve umursamadılar.
Lise son'da(2004) internetten istanbullu bir kızla tanıştım, irc üzerinden muhabbet şamata derkene birçok kez birbirimize gidip geldik haftasonları. Sevmeyi keşfetmiş ve öğrenmiştim. Herşeyin ilkini onunla yaşadım, odak noktam değişmişti. Herşeyimin ortasına onu yerleştirmiştim, Lise bitti sınava girdim ve başarılı bir sonuç alamadım, lise esnasında tüm derslerin müfredatlarını ingilizce olarak görmüştük çünkü. Daha Türkçe'yi tam öğrenemeden 7 yıl boyunca ingilizce ders görmemden ötürü okuduğum türkçe içeriklerde bocalıyor ve anlama kıtlığı çekiyordum.
Babam, viyana'ya okutmaya göndermek istediğini söyledi bir gün. Sırf kızdan ayrı kalmamak ve kopmamak için kabul etmedim. Babamdan o zamanın parasıyla 7 milyar para istedim ve film dükkanı devir aldım.
1.5 yıl sonra 3 dükkanım olmuştu, her akşam eve giderken masraflar çıktıktan sonra cebime 600-700 lira koyuyordum(yıl 2006).
Herşey yerine oturdu düzene girdi, kıza evlilik teklif etme zamanı geldi dediğim günün akşamı kız aradı beni, ayrılmak istediğini belirtti. Başkasına aşık olmuş, onunla birşey yaşamıyoruz, zaten o da bundan habersiz, lakin bu duygularla da seni aldatıyormuşum gibi hissediyorum dedi... Yalvardım yakardım ama nafile, ve bitti.
Hayatımı işimi geleceğim, herşeyi ona göre kurmuştum planlamıştım. Liseden arkadaşlarım dershanelere giderken veya üni'de okumaya çalışırken ben zor yolu seçip sabah akşam pazar demeden uğraşmıştım, ne için ?
Değer verdiğim tek insan için, onu sadece sevgili veya eş olarak görmüyordum çünkü.
Onu hem anne hem abla hem kardeş olarakta görüyordum...
Aylarca bunalıma girdim, 2 dükkanı kapadım, tekini devrettim. Kenarda 600bin kadar param olduydu biriktirdiğim, bunla yeni bir düzen kurarım diye düşünürkene babamın parasını yatırdığı holdingler iflas bayrağını çektiler, ailece herşeyi sıfırladık. Ben zaten yaşamaktan usanmış durumdayım ruh olarak, babam'a sermaye yapıp iş kurması için elimdekileri verdim. 1 yıl sonrası kadar Anadolu Üni sinema ve tiyatro etkinliğinde izmirli bir kızla tanıştım... Biraz bir süre konuştuktan ve birbirimizi tanıdıktan sonra olay aşk meşk'e kadar geldi.
Böyle hayatımı devam ettiremeyeceğimi, birşeyler yapmam gerektiğini söyledi... Aldığım gaz ile BESYO'ya hazırlandım 10 ay boyunca. Öss'de orta derece puan elde ettim, izmir'e geldim mülakatlara girdim. 1 ay kadar sonra sonuçlar açıklandı, 4.lükle yerleşmiştim. Sevinç ile anneme babama olayı izah ettim, çünkü ne sınavdan ne hazırlandığımdan haberleri yoktu daha öncesi. İşsiz mi kalacaksın, ataması yok o bölümün, topçumu olacaksın başımıza diye terslendim ve destek vermeyeceklerini belirttiler.
Kayıt dönemi de sona ermişti, b*k gibi ortada kalmıştım. Ne kızla aram iyi durumdaydı, ne ailemle, ne de kendimle.
Bir süre sonra jeton düştü benim, şimdiye kadar destek vermediler bana, bundan sonra da engel olamazlar diye düşündüm ve ek tercihleri değerlendirdim. Lakin besyo fırsatını kaçırdığım ve sadece elime öss puanı kaldığı için hayatımda ismini duymadığım bölümleri sıraladım tercih listesine. Amaç, her zamanki gibiydi. Buradan ve bunlardan uzaklaşmak.
İlk tercihim tuttu ve ailemi dinlemeden kaydımı yaptırdım, kenarda biraz param kaldıydı onu da koydum cebime geldim izmir'e.
Kendi ayaklarımın üzerinde durmalıydım, arada teyzem maddi olarak yardım ediyordu lakin yetersizdi. Yeri geldi ekstralara gittim, yeri geldi ***'dan yapılacak işler buldum, bazen iyi paralar da kazandım ve 4 yılımı o şekilde geçirdim.
4 yılın sonunda kızla aramızda olan güvensizlik meselesinden ötürü ayrıldım... 1 yıl kadar psikolojik tedavi falan derken kendimi YTPara'da buldum
İtirafıma gelecek olursak, kendimi salak gibi hissediyorum bu yaşadıklarımdan ötürü.
Lise arkadaşlarım banka müdürü, vali, başbakan danışmanı, NY'de helikopter kiralama işletmecisi veya aylık 30-40bin alak mühendisler durumuna geldiler, ya peki ben ?
Kendime bakıyorum, elimde ne bir meslek var, ne birikim var, ne de yanımda sevdiğim biri var, yaş dayanmış 29'a, ama hala sanki 18'imi yeni bitirmiş gibiyim. O yarış pistindeki start noktasındayım hala... Bu yüzden kendime çok kızıyorum ve kendimden nefret ediyorum.
Bazen ölmeyi düşünüyorum, sonra da arkamdan güçsüz zayıf derler diye bu düşünceden vazgeçiyorum.
Bana sevgi gösteren en ufak bir kırıntıyı liman sanarak yanaşmaya çalışıyorum, aşırı duygusallaşıyorum ve bu benim zayıf noktam haline geldi. Duygularım, mantıklı düşünmeme engel oluyor.
Arkadaşlarım evleniyor, düğüne davet ediliyorum ama gidemiyorum. Adamlar hayatlarını kurmuşlar, cepleri desen dolu. Bana soracaklar sen ne yaptın ne ettin yada ne yapıyorsun diye, kendimi yerin altına gömerim öyle bir durumda. Bunun utancını ve geçmişteki hatalarımı telafi etmek için YT işine abanıyorum, Ocak gibi askerliğim var. Dönünce bir an önce yaptığım birikim ile ticarete girmem gerekli, bu benim son şansım olacak zaten.
Hayatımdaki tek umut ışığım bu düşüncem ve planım, son mermim.
İtiraftan çok iç dökmek oldu bu kusura bakmayın.