Tek bir faydası var:Memur olabilmek (kpssye girip kazanıp mülakatı geçmekle tabi münkün oluyor)Yoksa yapmak istediğin iş değil işletmecilik.Ben programlama seviyorum.bilgisayar mühendisliği,yazılım mühendisliği veya bilgisayar programcılığı okuyabilseydim şuan çok faydasını görücektim ama işte olmadı
Ben ilk youtube videomu 2007 yılında yüklemişim. O dönemde Beşiktaş Liverpool maçını bizim işyerinde izledik 20-25 kişi falan (İş yeri Cafe bu arada). O gole nasıl sevindiğimizi ertesi gün güvenlik kamerasından bir bölüm alarak youtube a yüklemiştim. Tabi o zaman para kazanma vs bu gibi şeyleri bilmiyorduk ama inanılmaz bir izlenim ve paylaşım oldu. Facebook falan da yeni moda o dönem herkes paylaştı. İşte o süreci biraz daha verimli kullanmamız gerekiyordu.
Yıl oldu 2013 oyun kanalı açalım dedim, herkesin tek dediği 1 milyon oyun kanalı var geç kaldınız. (Örn: Orkun Işıtmak bu süreçte kanal açtı)
Yıl oldu 2014 TOp Videolar kanalı açalım dedim, Millet sadece gülümsedi Bildiğiniz yorum bile yapmadılar.. Bu süreçte açılıp 100k abone geçen 20-30 kanal vardır o kategoride.
Yıl oldu 2015 Vlog yada Mobil oyunlar üzerine eğilelim dedim. Cümlemi bile bitiremedim.
Yıl oldu 2016; ben hala topluluk telif gelmeyen kategori bulucam, izlenim alacak video bulucam, engel geçiricem falan bunlarla uğraşıyorum.
Ben bunu yapamam mizacım uymaz:
Bunu hiç yapamam Daha farklı fizyolojik engellerim var:
Buna yorum da yapmıyorum:
Bu da bize ters bizim gibi adamlar eşi CV hazırlarken resim koyma diyen adamlar(Evliyim):
Bazen de ne yapabilirim diye düşünüyorum. Yani ne yapılabilir. Tamam amaç para ama bir şekilde eğlenmemiz de lazım. Ama tek başıma çok vizyonumu genişletemedim. Bazı şeyler yarım kaldı, bazı şeyler izlenmedi bazılarıysa taslaktan öteye gidemedi.
Ama kişisel tabularını bir kenara bırakan, egolarını dinlemeyen, biraz da kendisi gibi olan herkes bu işte bir şekilde başarılı olur.
Ya adamlar bilgisayar mühendisi falan değil, belkide bilgisayara format atmasını bilmeyen adamlar ama bir şekilde çok kalitesiz videolar ile başlayıp yavaş yavaş geliştiriyorlar. Yani bir saniye de hokus pokus olmuyorlar.
Ruhi Çenet örneğine geleyim. İzlemediğim videosu yoktur, belkide youtube üzerinde en beğendiğim ve takip ettiğim kanaldır. Fakat ilk videolarına bakın, seslendirme bile yok. Çok basit slaytlar halinde gidiyor.
Neyse gece gece özeleştirinin dibine vurdum, fakat hayatta çekingen olmak her zaman kaybettirir. Hem iş hayatında, hem sosyal hayatınızda çekingen olmayın. Zamanında komşular rahatsız olucak diye kendi evimizde terlik giydirmezdi babam bize, diğer veliler ayıplıcak riski var diye veli toplantısına gelmezdi. Biz toplum korkusu içinde büyüdük fakat şimdiki jenerasyon daha özgün ve özgür geçirdi o yılları. Bu yüzden 31 yaşında birisi olarak kamera karşısına geçip ilginç tepkiler vermek bende hiç samimi gözükmez. Çünkü öyle değilim yapsam da sırıtır üzerimde anlaşılır. Fakat belki toplum korkusu içinde büyümeseydim daha özgür olabilirdim ve sırıtmazdı. İşte aradaki çizgi bu. Siz kamera karşısında rahat oluyorsanız çıkın yapın bişeyler. Bilgisayar mühendisisin, çık iki kodlama ders anlat, anlatırken biraz makara tukara yap. Mesela ilkokullara kodlama dersi gelecekti. Çık ilk okul-orta okul seviyesinde anlat. Bak nasıl izleniyor, nasıl bir kitle sana bağımlı oluyor. Burak oyunda vs, kitle ortalaması en fazla bakın abartmıyorum 8-12 yaş arasındadır. Ama o kitle sizinle büyüyen bir kitle. O grup sizi sever size bağlanır ve size hediye gönderecek kadar sizi idolü görür.
Bu hayatta her şey daha doğrusu yaşam basit bir algoritma üzerine kurulu. Sadece çözmek, çözerken yenilemek, yenilerken eskide kalmamak lazım o kadar.
Sağlıcakla
çok haklısın hocam dediklerinde bazı şeyleri fikirde bırakmamak gerekiyor bir an önce uygulamaya geçirmek gerekiyor başarılı olursun yada olmazsın o takdiri ilahi ama fikirde kalırsa %100 başarısız olacağın tartışılmaz